kuytu

kuytu
s.
1. 僻静的; 偏僻的: bahçenin \kuytu bir köşesi 花园的僻静处 Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor. 小店位置偏僻, 生意不好。
2. 阴凉的, 阴暗的: Üzüm hevenkleri kuytu ve serin yerlere asılır. 葡萄串一般挂在辟静阴凉的地方。
is. 僻静处, 背阴处: Geyikçiği güde güde ormanın en kuytu yerine gitti. 她牵着小鹿走到森林的深处。Kar kuytuda, para pintide eğleşir. 成́ 雪在背阴处不化, 钱在吝啬鬼处不花。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • kuytu — sf. 1) Issız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer) Kahvenin kuytu bir köşesinde, bağıra bağıra konuşuyorlardı. S. F. Abasıyanık 2) Uğrak olmayan, içerlek, sapa (yer) Dükkân kuytu yerde olduğundan işlemiyor. 3) Güneş ışığı almayan (yer) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Kas Kuytu Kose Pension — (Каш,Турция) Категория отеля: Адрес: Suleyman Topcu Sokak no:17, 07580 Каш …   Каталог отелей

  • İZBE — Kuytu. Loş. Pis ve nemli yer …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • kuytuluk — is., ğu 1) Kuytu olma durumu Mehtapta, çardak altlarının gemi tentesi gibi beyazımsı bir kuytuluğu var. R. H. Karay 2) Kuytu, sessiz yer …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • siper — is., Far. siper 1) Korunulacak, arkasına, altına veya içine girerek saklanılacak yer 2) Yağmur, güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli, kuytu yer, dulda Pencereden güneş yahut rüzgâr gelirse şu siper köşeye kaçacak. R. H. Karay 3) Güneş ve yağmurun …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arkaç — is., cı, hlk. 1) Ağıl 2) Dağ sırtlarında davarların yatırıldığı düz, rüzgâr almayan kuytu yer …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aşıt — is., dı, hlk. 1) Siper, kuytu yer 2) Aşılacak yer 3) Dağ geçidi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bölük bölük — zf. Parçalara ayrılmış biçimde, kısım kısım Dizi dizi, bölük bölük kuytu bir körfeze doğru yollandılar. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dehliz — is., Far. dehlīz Üstü kapalı, dar ve uzun geçit, koridor Mihrabın sağ tarafında dehliz gibi kuytu bir köşeye açılan bir kapı vardır. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dulda — is., hlk. 1) Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği gizli, kuytu yer, siper Demirkır, güney tepelerinin duldalarına çektiği atları gece yarısına doğru yeniden ovaya indirdi. A. Sayar 2) mec. Esirgeme, koruma, himaye Yiğit duldasında yiğit… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • izbe — sf., Rus. 1) Basık, loş, nemli, kuytu (yer) Bir sırrı sürüklüyor terlikler pıtır pıtır / izbe sofalarında izbe sofalarında. N. F. Kısakürek 2) Sapa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”